1. Haberler
  2. Sağlık
  3. 2-5 Yaş Arası Beslenmenin Temelleri: Okul Öncesi Dönemde Sağlıklı Adımlar

2-5 Yaş Arası Beslenmenin Temelleri: Okul Öncesi Dönemde Sağlıklı Adımlar

2-5 Yaş Arası Beslenmenin Temelleri: Okul Öncesi Dönemde Sağlıklı Adımlar
2-5 Yaş Arası Beslenmenin Temelleri: Okul Öncesi Dönemde Sağlıklı Adımlar
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Merhaba sevgili okurlarım,

Geçtiğimiz yazıda, anne sütünün önemini, ek gıdaya geçiş sürecini ve bu süreci kolaylaştıran küçük sıraları, bir yaş beslenmesine kadar uzanan o heyecanlı ve kimi zaman sabır sınayan serüveni birlikte konuşmuştuk.

Bugünse artık biraz daha büyüyen, koşup oynayan, lafını esirgemeyen ama çoğu zaman kaşığını esirgeyen 2–5 yaş arası çocuklarımızın beslenme dünyasına göz atacağız. Bu yaş aralığı, hem davranış hem de fiziksel gelişim açısından son derece kritik. Ve evet, o meşhur cümle burada başlıyor: “Ne yapsam yemiyor!”

Peki gerçekten iştahsız mı bu çocuklar, yoksa biz mi sofrada başka bir mücadeleye giriyoruz? Gelin konuşalım.

Bu Dönem Neden Bu Kadar Önemli?

2–5 yaş arası dönem, çocukların büyüme hızlarının biraz yavaşladığı ama motor becerilerinin, dil gelişimlerinin, sosyal ilişkilerinin ve karakter yapı taşlarının hızla şekillendiği bir dönemdir. Bu gelişim sürecinin sağlıklı ilerlemesi için yeterli ve dengeli beslenme olmazsa olmaz. Yani sadece fiziksel değil, zihinsel gelişim için de çocukların tabaklarında çeşitlilik olması gerekir.

Amerikan Pediatri Akademisi ve Dünya Sağlık Örgütü bu dönemde çocukların günlük olarak 3 ana, 1–2 ara öğün tüketmesini öneriyor. Ancak burada önemli olan, sayılardan çok içerik ve yaklaşım. Çünkü çocuğun ne kadar yediğinden çok, nasıl yediği ve neleri yemeyi öğrendiği belirleyici olacak.

Gerçekten İştahsız mı, Yoksa Doğal Gelişimin Bir Parçası mı?

Bu dönemde pek çok ebeveyn “Çocuğum hiçbir şey yemiyor” şikâyetiyle uzmana başvuruyor. Ama çoğu zaman iştahsızlık, yanlış beslenme beklentilerinin ya da gün boyu verilen gereksiz atıştırmalıkların bir sonucu oluyor. Gerçekte çocuğun büyüme eğrisi normalse, hareketli ve uyanıksa, çoğu zaman “yetersiz besleniyor” değil, sadece “ebeveynin beklentisine göre az yiyor” olabilir.

Unutmayın: Bu yaş aralığında mide hacmi küçüktür ve bir öğünde çok miktarda yemek yemeleri beklenmemelidir. Bunun yerine, dengeli bir içerikle küçük porsiyonlar ve öğün rutini daha önemlidir.

Ne Yedirelim? Neden Yedirelim?

Bu yaş grubunda çocukların her gün beş temel besin grubundan beslenmesi gerekir:

  1. Tahıllar (tercihen tam tahıllar: bulgur, yulaf, tam buğday)
  2. Protein kaynakları (et, balık, yumurta, kurubaklagiller)
  3. Sebzeler
  4. Meyveler
  5. Süt ve süt ürünleri (yoğurt, peynir, süt)

Ancak mesele sadece çeşit değil, sıklık ve sunum. Sebzeyi sevmeyen bir çocuğa ıspanağı zorla yedirmek yerine, fırın mücverle sunmak ya da minik pizzaların üstüne yerleştirmek çoğu zaman daha etkilidir. Aynı şekilde yoğurt yemeyen bir çocuğa, ev yapımı meyveli yoğurt ya da ayran sunmak bir çözüm olabilir.

Bu yaşta çocuklar, gıdanın tadı kadar dokusuna, kokusuna ve sunumuna da büyük önem verir. O yüzden renkli tabaklar, hikâyeli yemekler ve birlikte hazırlanmış tarifler sofradaki sihri artırır.

Seçicilik Ne Zaman Sorun?

“Sebze yemiyor”, “Yalnızca makarna istiyor”, “Sadece sütle yaşıyor”… Bu cümleler size tanıdık geliyorsa yalnız değilsiniz. Besin seçiciliği, 2–5 yaş döneminin en sık karşılaşılan davranışsal sorunlarından biridir. Aslında bu, evrimsel olarak doğal bir süreçtir: Çocuklar doğuştan tatlıya meyillidir, acı ve ekşi gibi tatlar ise zamanla tanınır ve sevilir.

Peki bu seçiciliği nasıl yönetmeliyiz?

  • Aynı yiyecek ısrarla, farklı zamanlarda, farklı formlarda ve yargılayıcı olmadan sunulmalı. (8–15 kez tekrar gerekebilir!)
  • Yemeği eğlenceli hale getirin. Brokoliyi “yeşil ağaç” olarak tanıtmak ya da mercimek çorbasına “süper kahraman çorbası” demek çocuğun ilgisini artırabilir.
  • Asla zorlamayın. Zorlama, çocukta yemekle ilişkiyi zehirler. Yemek, bir savaş alanına dönüşmemelidir.
  • Tabağı fazla doldurmayın. Göz doymazsa mide de doymaz. Küçük porsiyonlar daha cesaretlendirici olabilir.

Yemeği Kim Yedirecek?

Bu yaş grubunda çocuklar, “kontrolü eline alma” sürecindedir. Yani kaşığı kendi tutmak ister, tabağını kendi seçmek ister. Ona bu fırsatı vermek, hem özerklik gelişimi hem de iştah farkındalığı açısından kıymetlidir.

Ayrıca yemek sadece annenin görevi değildir. Sofra bir aile alışkanlığıdır. Çocuk, masada anne ve babasını yemek yerken görmeli; ekran karşısında değil, ailece birlikte oturulan sofralarda yemek yemelidir. Çünkü çocuklar görerek öğrenir. Baba sebze yemezken, çocuktan bunu beklemek gerçekçi değildir.

Ara Öğünler: Masum mu, Tuzak mı?

Bu yaşta çocuklar çabuk acıkır, bu doğaldır. Ama neyle atıştırdıkları kritik önemdedir. Paketli ürünler, meyve suları, şekerli barlar, masum gibi görünse de hem iştahı bozar hem damak zevkini şekillendirir. Bunun yerine:

  • Taze meyve,
  • Ev yapımı yoğurt,
  • Tam tahıllı mini sandviçler,
  • Ceviz, fındık gibi sağlıklı yağ kaynakları tercih edilmelidir.

Ve en önemlisi: Ara öğünler, ana öğün iştahını bozmayacak şekilde zamanlanmalı. Akşam yemeğinden 1 saat önce verilen süt, o yemeğin boşa çıkmasına neden olabilir.

“Yemek Yemiyor” mu, “Açlık-Tokluk Dengesi” mi Bozuldu?

Çocuklar aslında doğuştan açlık ve tokluk sinyallerini çok iyi tanırlar. Ancak dıştan gelen müdahaleler —zorla yedirme, ödül-ceza sistemi, ekranla yemek— bu dengeyi bozar. Uzun vadede duygusal yeme davranışlarına, hatta ileriki yaşlarda yeme bozukluklarına bile zemin hazırlayabilir.

Bu yüzden çocuğun tabağını bitirmesi için ısrar etmek yerine, ona “Doydun mu?” diye sormak ve cevabına saygı göstermek önemlidir. O gün çok az yediyse, paniklemeyin. Ertesi gün telafi edecektir. Beden kendi ihtiyacını bilir.

Vitamin Takviyesi Gerekir mi?

Eğer çocuk çeşitli besleniyor, büyüme-gelişme eğrileri normalse, genellikle dışarıdan multivitamin takviyesine ihtiyaç yoktur. Aksine, fazla takviye alımı vücuda zarar verebilir. Özellikle A ve D vitaminlerinin fazlası toksiktir. Bu nedenle takviyeler yalnızca uzman önerisiyle, kan değerleri doğrultusunda verilmelidir.

Son Söz: Sofra, Sadece Tabağın Değil, Kalbin de Dolduğu Yerdir

2–5 yaş arasında çocuklar yalnızca yemek yemeyi değil, yemeği kimle, nasıl ve ne hislerle yediklerini de öğrenirler. Sofra; sadece beslenme değil, güvenin, iletişimin, aidiyetin de inşa edildiği bir yerdir.

Sabrınızla, sevginizle ve sağduyulu yaklaşımınızla bu dönemi hem sizin hem de çocuğunuz için keyifli ve öğretici hale getirebilirsiniz. Unutmayın: Bugün tabağına koyduğunuz sadece bir haşlanmış yumurta değil, yarının beslenme alışkanlıklarının temeli olabilir.

Gelecek yazımızda, belki okul çağı çocuklarının beslenmesini ya da yemekle kurduğu duygusal bağı konuşuruz. Önerilere her zaman açığım 😊

Sağlıklı, sevgi dolu sofralarda buluşmak dileğiyle…

Dyt. Melina Ezgi Tosun

Kaynakça:

  1. World Health Organization (WHO). Infant and young child feeding. 2020.
  2. American Academy of Pediatrics. Pediatric Nutrition Handbook. 7th Edition, 2014.
  3. Birch LL, Savage JS, Ventura A. Influences on the development of children’s eating behaviours: from infancy to adolescence. Can J Diet Pract Res. 2007.
  4. Carruth BR, Skinner JD. The role of dietary variety in development of food acceptance during infancy. J Am Diet Assoc. 2000.
  5. Scaglioni S, et al. Factors influencing children’s eating behaviours. Nutrients. 2018.

Kaynak: bihaber.tr köşe yazarı Melina Ezgi Tosun

2-5 Yaş Arası Beslenmenin Temelleri: Okul Öncesi Dönemde Sağlıklı Adımlar
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir